Bankacılık Sisteminin Değişimi ve Geleceği Hakkında Dikkat Çeken Analiz

Yeni dünya düzeninde birçok iş modeli kökten değişime uğrayacak. Bu değişimin ilk hedeflerinden biri de geleneksel bankacılık olacak.

Bankacılık sektörü ya var olan yapı içinde dönüşecek ya da tamamen yok olacak. Zira eleştirilere rağmen bankalar, yoksuldan alıp zenge verdiği sınırlı modelini değiştirmekte zorlanıyor ve sistem daha da kötüleşiyor.

Faiz düşerse kredi faizlerini zenginlere avantajlı sunarlar, faiz yükselirse varlıklı kesime daha fazla getiri sağlayacak mevduata yönlendirirler. Bu şekilde, bankalar gün içinde varlıklı kesimi besleyip gece yatarken aynı şekilde varlıklı kesimi besleyerek sürekli döngüyü sürdürürler. Faizciler ve rantçılar her geçen gün daha zenginleşirken, emeğe dayalı kazanç elde edenler bankalar ve kapitalist sistemin mağduru olur.

Örnekle açıklamak gerekirse, bir birey ev almak için biriktirmeye başladığında banka, biriktirilen parayı alıp o parayla kredi sağlar. Bu döngü sürekli devam eder ve kişi aslında biriktirdikçe bir başkasına fayda sağlar ancak kendi ev alma hayali de uzaklaşır.

Yükselen ev fiyatları kiraları artırır, kredi ve kira ödemelerini zorlaştırır, işler daha kötüye gider ve bankaların güvenilirliği zedelenir. Dolayısıyla, birey tüketilirken banka ve varlıklılar kar eder. Gerçek sömürü budur.

Bu süreç devam ettiği sürece bankaya yatırılan paranın aslında kişi aleyhine kullanıldığı unutulmamalıdır. Bu modelin değişmesi gerekmektedir.

Sistemdeki çöküş örnekleri de gözler önündedir. Örneğin, teknoloji devriminin merkezi olan Silikon Vadisi’nde faaliyet gösteren ve prestijli bir banka olan Silicon Valley Bank, “risk yok” dediği tahvillere yatırım yaparak battı. Aynı şekilde, Demirbank gibi kaynaklarını kamu borcuna dönüştüren bankalar da çöküş yaşadılar.

Gelecekte faizli bankacılığın yerini alacak en güzel finansal modelin İslami finans olduğu düşünülmektedir. İslami finans, paydaşların menfaatini adil bir şekilde koruyarak en uygun finansal modeli sunmaktadır.

Geleceğin bankacılık modelinin, sermaye piyasaları ile bankacılık arasında bir denge olacağı öngörülmektedir. Çözümün İslami finansta olduğu düşünülmekte ve Türkiye’nin ekonomik dönüşümü için bu alana odaklanması gerektiği vurgulanmaktadır.