Ortadoğu Borsaları, İran-ABD Çatışmasıyla Olumlu Tepkiler Verdi
Pazar günü işlem gören Ortadoğu borsalarındaki tepkiler, İran’ın ABD’nin çatışmaya aniden ve derinden müdahil olmasına yanıt olarak İsrail’e yönelik füze saldırılarını yoğunlaştırmasına rağmen yatırımcıların olumlu bir senaryo varsaydıklarını gösteriyor.
ABD Başkanı Trump, televizyonda yaptığı konuşmada İran’a yönelik saldırıyı “muhteşem bir askeri başarı” olarak nitelendirirken, ulke barışı kabul etmezse ABD ordusunun İran’daki diğer hedeflere yönelebileceği uyarısında bulundu.
İran ise kendini savunmak için tüm seçenekleri kullanacağını belirterek, bu durumun “kalıcı sonuçları” olabileceği konusunda uyardı.
Yatırımcılar, ABD’nin müdahalesinin hisse senedi piyasalarında satış baskısına ve büyük piyasalar yeniden açıldığında dolar ve diğer güvenli liman varlıklarına yönelmeye yol açabileceğini bekliyor. Ancak, çatışmanın seyri konusunda büyük bir belirsizlik hakim.
Potomac River Capital’in baş yatırım sorumlusu Mark Spindel, “Piyasaların başlangıçta endişeleneceğini ve petrol fiyatları yükseleceğini düşünüyorum. Zarar değerlendirmemiz yok ve bu biraz zaman alacak. Bunu ‘tamamlandı’ olarak değerlendirmek erken olabilir. Biz dikkatle izliyoruz,” dedi.
“Sanırım belirsizlik piyasaları saracak, çünkü şimdi Amerikalılar her yerde risk altında olacak. Özellikle petroldeki belirsizlik ve oynaklık artacak,” şeklinde konuştu.
Piyasaların nasıl tepki vereceğine dair bir gösterge, artık büyük ölçüde kurumsal yatırımcılar tarafından tutulan ikinci büyük kripto para birimi olan ether’in fiyatı oldu. Ether, Pazar günü %5 değer kaybederek, 13 Haziran’da İran’a yapılan ilk İsrail saldırılarından bu yana %13’e varan bir kayıp yaşadı.
Körfez ülkelerinin borsaları ise sabah saatlerindeki saldırılardan pek etkilenmiş gibi görünmüyor. Katar, Suudi Arabistan ve Kuveyt’in ana endeksleri yükselirken, İsrail’in Tel Aviv’in ana endeksi TA125 tüm zamanların en yüksek seviyesinde.
Petrol Fiyatları ve Enflasyon Endişesi
Piyasalardaki temel endişelerden biri, Orta Doğu’daki gelişmelerin petrol fiyatları ve dolayısıyla enflasyon üzerindeki etkisi olacak. Artan enflasyon tüketici güvenini zayıflatabilir ve faiz oranlarında bir indirim olasılığını azaltabilir.
MST Marquee’nin kıdemli enerji analisti Saul Kavonic’e göre, İran’ın olası bir karşılık olarak Amerikan çıkarlarını hedef alması veya Hürmüz Boğazı’ndaki gemi geçişlerini engellemesi beklenebilir.
Kavonic, “İran’ın vereceği yanıtın nasıl olacağı belirsiz, ancak tehdit ettiği gibi bir yanıt vermesi durumunda petrol fiyatlarını 100 dolara kadar çıkarabilir,” dedi.
Brent ham petrol vadeli işlemleri son zamanlarda büyük artış göstererek beş aylık zirveye ulaşırken, S&P 500 endeksi İran’a yapılan saldırıların ardından neredeyse değişmedi.
Trump’ın açıklamalarının ardından petrol fiyatlarının ilk başta yükselebileceğini söyleyen Harris Financial Group’un yönetici ortağı Jamie Cox, fiyatların birkaç gün içinde stabilize olabileceğini ve bir barış anlaşması arayışıyla sonuçlanabileceğini belirtti.
Cox, “Bu bir güç gösterisi, nükleer kapasitelerin yok edilmesiyle İran tüm etkisini yitirdi ve büyük olasılıkla barış arayışına yönelecek,” şeklinde konuştu.
Ekonomistler, ani petrol fiyatı artışının küresel ekonomiye zarar verebileceği uyarısında bulunuyor. Ancak tarih, hisse senetlerindeki geçici geri çekilmelerin genellikle kısa süreli olduğunu ve daha sonra toparlanma eğiliminde olduğunu gösteriyor.
Wedbush Securities ve CapIQ Pro’nun verilerine göre, benzer gergin dönemlerde S&P 500 endeksi çoğunlukla kısa vadede düşüş gösterse de, uzun vadede artış trendine girdi.
Dolar Değerindeki Sorunlar
Çatışmanın tırmanması, ABD doları için karışık sonuçlar doğurabilir. Analistler, ABD’nin doğrudan müdahil olması durumunda doların ilk aşamada güvenli liman olacağını belirtiyor.
IBKR’de baş piyasa stratejisti Steve Sosnick, “Güvenli liman arayışımız var mı? Eğer öyleyse, getiriler düşer ve dolar yükselebilir,” dedi. “Hisselerin olumsuz tepki vereceğini hayal etmek zor ve ne olacağı belirsiz. İran’ın yanıtı ve petrol fiyatlarına bağlı olacak.”
Çatışmanın, zaten zorlu bir süreçten geçen küresel ekonomiye zarar verebileceği endişesiyle yakından takip ediliyor. Ancak tarih, hisse senetlerindeki toparlanmaların genellikle hızlı olduğunu ve yatırımcılara umut verdiğini gösteriyor.