Yüksek üretim maliyetleri ve artan ithalat ile üretimden istihdama her alanda büyük kan kaybeden ayakkabı sanayicisi önlem alınmaması halinde ‘ayakta kalamayız’ mesajını verdi.
İSTİHDAMDA 100 BİN KAYIP
2022 yılının son çeyreğinden itibaren global resesyon ve Türkiye’deki yüksek enflasyonun etkisi ile üretim kapasitelerinde yüzde 50’lik kayıp yaşayan sektörde son verilere göre 10 bin işletmenin kaldığı tahmin ediliyor. Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği Başkanı Berke İçten, “Bu şekilde devam ederse ihracat geçen yıla oranla yüzde 35-40 seviyesinde düşecek. Fabrikalarımızın da bir kısmını kaybetmiştik. Kalan fabrikaların da yüzde 30’unu kaybedeceğimizi değerlendiriyoruz. İhracatın yıl sonunda 1.3 milyar dolardan 700-800 milyon dolara düşeceğini, ithalatımızın da 1.6 milyar dolara ulaşacağını, yaklaşık 700-800 milyon dolara yakın cari açık vereceğini öngörüyoruz. Kazanmış olduğumuz mevzileri geriye doğru gidiyor. Ayakta kalan fabrikamız kalmayacak” değerlendirmesini yaptı.
Sektörde fabrikaların küçüldüğünü ve pek çok üretim tesisinin de ya işçi çıkardığını ya da kepenk kapattığını kaydeden İçten, “Şu anda ciddi anlamda fabrikalar küçülüyor. 80 kişi çalıştıran bir tesis 30 kişiye düştü. 50 kişi çalışan fabrika 17 kişiye düştü. 1.200 kişi çalıştıran fabrika kapandı” dedi. İçten, Zara gibi markaların ayakkabıda alım ofislerini kapatması ile birlikte sektörün ciddi anlamda kapasite küçülttüğünü aktardı. İstihdamda toplamda 100 bin kişiye yakın bir kayıp yaşadıklarını aktaran İçten, işgücünün farklı sektörlere kaydığını ve işler açıldığında sektörün yeniden bu işgücünü kazanamayacağını belirtti.
Kurda 40 TL ihracatı tutar
Sektörün önceliğinin rekabetçi döviz kuru olduğunu belirten Berke İçten, 40-45 TL’lik kur seviyesinin sektörde ihracatı tutacağını kaydetti. Yılın ilk çeyreğinde ihracatın adet bazında yüzde 17.5, değer olarak yüzde 28.3 gerilediğini söyleyen İçten, “Vietnam’da 11 dolara üretilen bir ayakkabının bizdeki maliyeti 17 doları buluyor. 39 dolara sattığımız ayakkabı Portekiz’de 40-41 dolar, Güney İtalya’da 37-38 dolar” bilgisini verdi. Bu koşullarda rekabetin mümkün olmadığını kaydeden İçten, ithalatta markalara belli oranda Türkiye’de üretim zorunluluğu getirilebileceğini dile getirdi.