Konuya ilişkin beşi tutuklu 43 sanık hakkında “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak” ve “çevreyi taksirle kirletmek” suçlarından iddianame hazırlandı.
Faciaya ilişkin hazırlanan ek bilirkişi raporunu “siyasetin yargıya müdahalesi” olarak nitelendiren avukat Mürsel Ünder, “İlk raporlarda çevresel etkilerinin tespit edilemeyeceği, çünkü ilk zamanlarda alınması gereken numuneler ve kullanılacak yöntemlere uygun davranılmadığı belirtildi” dedi. Raporun belirsizliğe neden olduğunu söyleyen Ünder, “Bürokratların, kamu görevlilerinin ve bakanlık yetkililerin de sorumluluğunu kapatan bir rapora dönüştü. Bu aklanma hareketinin parçasıydı” diye konuştu. Önlenebilir facialardaki cezasızlık politikası nedeniyle başka kazaların da ortaya çıktığını söyleyen Ünder, “Ardından Balıkesir’de fabrika patlaması yaşanırken Bolu Kartalkaya’da da otel yandı” ifadelerini kullandı.
DURUŞMA 17 MART’TA
Şirket, faaliyete geçebilmek için çalışırken facianın ilk duruşması 17 Mart’ta görülecek. Geçen aylarda çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporlarını da kapsayarak hazırlanan bilirkişi raporunda tepkilere neden olan “raporda onay veya imzası bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkililerinin ve ilgililerin kusurlu olarak değerlendirilemeyeceği” ifadeleri yer aldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un imzasıyla verilen kapasite artışı izninin iptali de geçen günlerde Danıştay’da onandı.
